-
1 herzamankinden farklı bir şey yemek
v. give oneself a treatTurkish-English dictionary > herzamankinden farklı bir şey yemek
-
2 quelque chose
bir şey◊J'ai quelque chose à te dire. — Sana bir şey söyleyeceğim.
-
3 give oneself a treat
v. kendi kendine ziyafet çekmek, herzamankinden farklı bir şey yemek -
4 give oneself a treat
v. kendi kendine ziyafet çekmek, herzamankinden farklı bir şey yemek -
5 многое
çok şey* * *сçok şey; birçok şeylerво мно́гом отлича́ться от кого-чего-л. — birçok bakımlardan farklı olmak
он во мно́гом похо́ж на вас — size benzer birçok yanı / tarafı var
я мно́гим ему́ обя́зан — ona çok şey borçluyum
э́тот факт говори́т о мно́гом — bu olay çok şeyi anlatır
я мно́гого не прошу́ — ben de çok bir şey istemem
-
6 andere
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey -
7 anderer
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey -
8 anderes
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey
См. также в других словарях:
ayırmak — i, e 1) Bölmek Elmayı dörde ayırmak. 2) e, den Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak Çocuklara pastadan biraz ayırdım. 3) Bir yeri bir engelle bölmek 4) den Birbirinden uzaklaştırmak 5) i Nitelik değişikliğini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
âlem — is., gök b., Ar. ˁālem 1) Evren 2) Dünya, cihan İnsan âlemde, hayal ettiği müddetçe yaşar. Y. K. Beyatlı 3) Aynı konu ile ilgili kimseler 4) Bu kimselerin uğraşlarının bütünü Geçen kışın tiyatro, cambazhane âlemlerini uzun uzun tasvir ediyordu. O … Çağatay Osmanlı Sözlük